Kalın, Agara Vadisi’nde mevcut üç HES’e ek olarak yapılmak istenen Çamlıca HES projesine karşı açtıkları davanın önemine dikkat çekerek, “Çifte Köprü’ye 100–200 metre kadar yaklaşan bir alanda dördüncü bir projenin yapılmasını istemiyoruz. Ekolojik anlamda yıkıma yol açabilecek nitelikte bir projedir” dedi.
Agara Vadisi’nin Kamilet Vadisi’nin hemen yanında bulunduğunu ve ekolojik açıdan son derece değerli bir bölge olduğunu vurgulayan Kalın, Arabi, Ortacalar, Küçükköy, Yıldızlı ve Başköy köyleri arasındaki bu bölgenin yeni bir HES projesini kaldıramayacağını belirtti.
Artvin’de yalnızca HES değil, maden projelerinin de hızla arttığını söyleyen Kalın, Murgul’da planlanan siyanür havuzları projesinin etkilerinin tüm bölgeyi ilgilendirdiğini ifade etti. Cerattepe’de çıkarılacak altın rezervlerinin siyanür liçi yöntemiyle ayrıştırılması için Murgul’un ikinci bir merkez olarak belirlendiğini dile getiren Kalın, “Murgul’un neredeyse tüm toprakları, köyleri ve vadileri ruhsatlandırılmış durumda. Bu sadece bir siyanür havuzu projesi değil, Murgul’un bir bütün olarak yok edilme projesidir” dedi.
Hod bölgesindeki hazırlık aşamasındaki maden faaliyetinin Aşağı Maden ve Yukarı Maden köylerini ciddi risk altına soktuğunu belirten Kalın, Şavşat’ın Maden Köyü’nde planlanan yeni projenin de bölgenin ekolojik ve turistik değerini tehdit ettiğini söyledi. Ayrıca Çağlayan, Tepebaşı, Oba ve Yağlı köylerini kapsayan dere hattında da yeni bir maden projesi geliştirildiğini aktardı.
Kalın, “Bir bütün olarak bakıldığında, nerede bir dağımız, bir vadimiz ya da su kaynağımız varsa hepsi üzerinde yağma niteliğinde projeler geliştiriliyor. ÇED süreçleri büyük bir hızla tamamlanarak projelerin hayata geçirilmesi planlanıyor” ifadelerini kullandı.
Ekolojik tahribatın artması ve iklim değişikliğiyle birlikte su kaynaklarının hızla azaldığına dikkat çeken Kalın, Türkiye’nin birçok bölgesinde su krizinin belirginleştiğini hatırlattı. İstanbul’daki su havzalarının doluluk oranının yüzde 17 seviyesine düştüğünü, Bursa ve Uşak’ta suyun kritik düzeye geldiğini belirtti.
Artvin’in genellikle “su zengini” olarak anılmasının bir yanılsama olduğunu vurgulayan Kalın, “Henüz fakirlik seviyesine inmemiş olabiliriz ama Artvin bol suya sahip bir il değil. Mevcut kaynaklarımızı korumak ve kesinlikle kirletmemek zorundayız” diyerek çağrıda bulundu.
gundemartvin.com
Muhabir: Ümran KARA
